22 Ocak 2013 Salı

CADIM

Yıl 2004, ben 15 yaşındayım.
İzmirden bir haber aldım.
Benim de tanıdığım, daha önce sevdiğim ve hayran kaldığım bir Alman Kurduyla ilgili. Adı CADI, doğum yapmış ve 11 tane yavrusu olmuş.
Anneme babama yalvarıp yakardım. Bir yavru istiyordum. Sorumluluk gerektiriyordu biliyordum ve bir dostun sorumluluğunu alabilecek yaştaydım. Babam bu işe hiç sıcak bakmadı ama hayır da demedi. Annem de ben istiyorum diye en az benim kadar istekliydi bir yavru almamız için.
Annemi yalvar yakar, bin bir sözle ikna ettim ve annemle arabamıza atlayıp İzmir'in yolunu tuttuk.
Urla da o güzel bahçeli evde CADI'yı ilk gördüğümde çok etkilenmiştim. 
Gerçekten çok asıl ve çok dikkatliydi. Başta korkmuş olsam da onu sevmeyi başardım. Ve sonra onu daha rahat sevebilmek için kokuma alışsın diye onun altında yattığı koltuğun üstüne oturdum.
Ailesi dışında o ortamda bulunan kimseyi tanımıyordu, kalabalıktı ve huzursuz olmuştu, belliydi.
Onunla tanışmak beni değiştirmişti. Bende öyle bir köpeğe sahip olmak istiyordum ve bu isteğimi hiç unutmadım. Üstünden 2 yıl geçmişti ve onun doğum yaptığı haberini aldım.
Bize dişi yavru almamızı önerdiler ama yine de benden seçim yapmamı istediler.
Dişi bir yavru mu almalıyım yoksa erkek mi?
Bu kararı annem bana bıraktı.
Sorumlulukları daha çoktu biliyordum ama yine de dişi bir yavru istedim.
Çünkü CADI beni çok etkilemişti.
Bana verilen yavru, annesine en benzeyen yavruymuş.
O günden beri benim de bi CADI'm var.
Benim CADI'm
Evet adı CADI. Ona annesinin adını verdim.
İyi ki de vermişim, doğumdan 1 yıl sonra kaza geçirdi ve artık hayatta değil.
Benim en yakın arkadaşım, biz bir evin iki kızıydık.
Bunaldığımda kızımın yanına inerdim ve onu saatlerce severdim.
Ama artık yalnız değiliz.
Hiç sıkılmadık birbirimizden. Sadece benim değil aile bireylerimin de en yakın arkadaşı o.


Kızımın 6 yaşındayken bir eşi oldu, KONT.
Bavyera Alman Kurdu'dur kendisi.
 
Hamile
11 yavru
 
11 tane yavru büyütmek kolay değil elbette, CADIM çok iyi annelik yaptı.
Yavrulardan birini Bodrum'a, birini Adana'ya gönderdik, biri 3 çocuklu bir ailede, biri Sağlık Bakanlığının koruma köpeği....
İçimiz acıdı onlar giderken.

Ama bir yavru vardı ki onu hiç kimse beğenmedi.
En çelimsiz, en cılız, en tuhaf renklisi, ne annesine ne babasına benziyordu ve en fırlamaları da oydu.
ATEŞ
Ama öyle huyları vardi; yavruların azaldığını bi o anlardı ve arkalarından ağlardı,
onun kadar sevecen bir köpek görmedim ve onun kadar kıskancını da...

Biz artık bir evin 3 kızıyız :)








Hiç yorum yok:

Yorum Gönder